Genel Kurul’da, İYİ Parti’nin “kamu kurum ve kuruluşları ile KİT ve belediyelerde kadro bekleyen taşeronlar”, Yeşil Sol Parti’nin “yargılama süreçleri”, CHP’nin “tarım politikaları” ile ilgili grup önerileri ayrı ayrı görüşüldü.
Partisinin önerisi üzerinde konuşan İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, devlette kadrolu personelin yerini yavaş yavaş sözleşmeli ve taşeron personelin almaya başladığını, taşeron eleman istihdamının yeniden yaygınlaştığını öne sürdü. Atamalarda ve işe alımlarda liyakat kavramının ortadan kalktığını savunan Kocamaz, kamuda aynı yerde aynı işi yapan 3 kişiden birisinin taşeron, birisinin sözleşmeli ve diğerinin de kadrolu olarak çalıştığını, aynı işi yapmalarına rağmen her üçünün de maaşlarının ve sosyal haklarının birbirinden farklı olduğunu söyledi.
‘TAŞERON KAVRAMI KALKSIN’
Saadet Partisi adına söz alan Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, 2018 yılında çıkarılan yasayla kamudaki bütün taşeron çalışanların kadroya alınacağı sözü verilmesine rağmen başta belediyeler olmak üzere birçok kurumda mağduriyetlerin sürdüğünü ifade etti. Pek çok kadrolu çalışanın, tayin, tediye gibi özlük hakkından yararlanamadığını kaydeden Çalışkan, “Kamuya düşen görev, bütün çalışanlarına eşit muamelede bulunmak, hepsini kucaklamaktır”dedi.
Yeşil Sol Parti Hakkari Milletvekili Vezir Çoşkun Parlak da taşeron sisteminin tamamen ortadan kaldırılmasını istedi. Parlak, “İşçi ve emekçilerin, insan onuruna yaraşır ekonomik ve sosyal koşullara sahip olması, bütçesini halkın belirlediği, rantı ve hırsızlığı taşeronlaştırmayı önleyen yerel yönetim anlayışının geliştirilmesi parti programımızda yer almaktadır” sözlerini sarf etti.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer de kamu kurum kuruluşlarında taşeron uygulamasının bitmesini istedi. Gürer, “Kamu iktisadi teşebbüslerinde, tüm taşeronda olan arkadaşlarımızın kadrosu niye verilmiyor? Bakıyorsunuz çağrı merkezlerinde ağır iş yapıyorlar. Onların niye hakkı gasbediliyor? Taşeron çalışan kavramı ortadan kalksın” diye konuştu.
AKP Ankara Milletvekili Orhan Yegin, çalışma hayatıyla ilgili problemleri çöze çöze ilerlediklerini vurguladı. Milletin beklentisine kayıtsız kalamayacaklarını belirten Yegin, onlara hak ettikleri, daha yüksek standartta çalışma hayatı imkanlarını sunmanın görevleri olduğunu, bunun için de çalışmalara devam ettiklerini dile getirdi.
İYİ Parti’nin önergesinde “Taşeron eleman istihdamı yeniden yaygınlaşmaya başlamıştır” ifadesine yer verildiğini kaydeden Yegin, “Halbuki, biz taşeron çalışmayla ilgili düzenlemeyi yaptığımızda, bundan sonra kamuda taşeron personel olmaması için de bir düzenleme yaptık. O günden itibaren kamuya alınan bütün personel 4D işçi kadrosu statüsünde ve tek elden ilana çıkarak, İŞKUR üzerinden ilan edilen ve başvurulan bir sistemle kamuda yeni dönemde artık işçi çalıştırılır hale geldi. ‘Kamuda taşeron yaygınlaşmaya başladı’ ifadesi zannımca doğru bir ifade değil veya hatalı bir ifade olabilir; bunu yeniden gözden geçirmek lazım” ifadelerini kullandı.
‘SANIK‘ TARTIŞMASI
Yeşil Sol Parti’nin “yargılama süreçleri” ile ilgili önerisi üzerinde söz alan AKP Tokat Milletvekili Mustafa Arslan, 6-8 Ekim 2014’te yaşanan şiddet olayları sonrasında soruşturmaların açıldığını, yargılama sürecinin devam ettiğini hatırlattı.
Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise söz konusu davaya ilişkin yargıya “talimatlar verildiğini” savunarak, “Hepimiz sanık yapıldık ama asıl sanık aslında iktidar grubudur” sözlerini sarf etti.
MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül ise “Yargılamada ‘toplum vicdanı’ denilen bir husus vardır. Toplum vicdanında bizlerin açısından meselenin bulduğu yeri ifade ediyoruz. Gerçekten Kobani hadiseleri bizim açımızdan bir toplu başkaldırı ve isyan girişimidir” dedi.
AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin de Yeşil Sol Parti’ye yönelik, “Sizler zinhar bizim grubumuza, iktidar grubuna ‘sanıktır’ diyemezsiniz, bunu aynen size iade ediyorum. Şurada 15 dakika konuşacağız ve bu davayı 15 dakika sonra sizin istediğiniz hale mi bağlayacağız? Bu konuya dair, yargıya dair itirazınızı, olan bitenle alakalı meseleyi anlatmak başka bir şey, bu ülkenin iktidar partisini sanık yapmak bambaşka bir şey. Hakikaten esefle kınıyorum” ifadelerini kullandı.
Tartışmanın devam etmesi üzerine Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, birleşime ara verdi.
CHP’NİN SMS PAYLAŞIMI
Genel Kurulda yerinden söz alan Meclis Adalet Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, Genel Kurulda kabul edilen Irak-Suriye tezkeresiyle ilgili, manipülasyon içeren ve gerçeği yansıtmayan, etik olmayan haber ve açıklamaların CHP kurumsal SMS mesajıyla paylaşıldığını belirterek, “SMS gönderilen kişilerin çoğunun telefon numaraları iradeleri dışında kullanılmıştır” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Burcu Köksal, “Kişisel verilerle ilgili en son konuşması gereken sizsiniz. Bugün bütün vatandaşların, 85 milyonun Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları, adres bilgileri, fotoğrafları, tapu bilgileri, IBAN numaraları, her şeyleri dünyada dolaşım altında, 4-5 tane panelde bilgilerimiz güncelleniyor; kötü niyetli kişiler her an bu bilgilerle sizi borçlandırabilir, şantaj yapabilir, iğrenç sitelerde fotoğraflarınızı kullanabilir. Bununla ilgili nereye başvuracağınız bile belirsiz, gıkınız çıkmıyor” şeklinde konuştu.
Köksal’ın ardından söz alan Yüksel, “Son olarak da hiçbir cevap hakkı vermeden tek taraflı olarak dezenformasyon ve manipülasyon içeren bilgileri yaymak ve bunu yaparken de hiçbir hukuk gözetmemek ne kadar etiktir?” diye sordu.
AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin de CHP’nin 2016’da ve 2017’de aynı cümlelerle yazılmış olan bir tezkereye “evet” dediğini hatırlattı. Aradan zaman geçtikten sonra “yeni, yalan bir tez yazılmıştır” diyen Zengin, tezkereyi salı günü uzun bir süre konuştuklarını ona rağmen bugün milyonlarca insana CHP’den mesaj gittiğini söyledi. Zengin, “Bu şekilde yalan beyanlarla insanların kafasını karıştırmaya, insanları tedirgin etmeye, rahatsız etmeye Genel Başkan da olsanız hakkınız yoktur” diye konuştu.
Tartışmanın devam etmesi üzerine Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, birleşime bir kez daha ara verdi.
KÜRSÜDE LİMON SIKTI
Aranın ardından partisinin “tarım politikaları” konusundaki önerisi üzerinde konuşan CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, “Adana’da, Mersin’de, maalesef bahçede 1 liracığa 1 kilo limon var; 8 tane limonu 1 liracığa alıyorsunuz. Çiftçimizin maalesef ümüğünü sıktınız; ben de buradan limonu sıkıyorum” diyerek kürsüde limon sıktı.
TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve AKP Kahramanmaraş Milletvekili Vahit Kirişci, öneri üzerinde yaptığı konuşmada, tarımla ilgili 2002 yılının bir milat olduğunu söyledi. 2002’de 1,8 milyar dolar olan ihracatın şu anda 30 milyar dolara dayandığı belirten Kirişci, çiftçinin üretmeye devam ettiğini, bunun görmezden gelinmemesi gerektiğini vurguladı. Kirişci, tarım konusunda dezenformasyona karşı da “Tarım Cebimde” mobil uygulamasının dikkate alınmasını istedi.
Bu sırada CHP milletvekillerinin sataşmada bulunması üzerine, Genel Kurul’da bir kez daha tartışma çıktı. Bunun üzerine Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, birleşime ara verdi.
Aranın ardından Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin görüşmelerine geçildi.