Bıçaklı saldırıda ölen Ramazan Pişkin’in katil zanlısı yakalandı. “Filozof Ramazan” lakabıyla bilinen ve sosyal medyada dini konular üzerine yaptığı yorumlarla tanınan Ramazan Pişkin, bir süre önce geldiği İstanbul Fatih’te çay ocağı işletiyordu. Önceki gün dükkanında 3 bıçak darbesiyle ağır yaralanan Pişkin kurtarılamadı. Pişkin’in cenazesi, dün yakınları tarafından Adli Tıp Kurumu’ndan alınarak Diyarbakır’a götürüldü. Pişkin, merkez Sur ilçesindeki tarihi Ulu Cami’de kılınan cenaze namazının ardından Çifte Havuz Mezarlığı’nda toprağa verildi.
İstanbul Emniyeti İstihbarat ve Asayiş Şube ekiplerinin, katil zanlısını yakalamak için başlattığı çalışma sonuç verdi. 15 kilometreyi kapsayan bölgedeki güvenlik ve MOBESE kamera kayıtlarını inceleyen ekipler, zanlının 24 yaşındaki inşaat işçisi Erkan Baykut olduğunu tespit etti. Şüphelinin Beyoğlu’nda gizlendiği adrese operasyon düzenlendi. Baykut burada kıskıvrak yakalandı. “Kasten yaralama”, “Tehdit”, “Mala zarar verme” ve “Hırsızlık” suçlarından 9 kaydı bulunan Baykut’un, cinayeti neden işlediği sorgu sonucu ortaya çıkacak.
Ramazan Pişkin’in 2 hafta önce birtakım kişilerin kendisini rahatsız ettiğine dair paylaşım yaptığı ortaya çıktı. Pişkin, paylaştığı görüntüde “Dükkanıma kendini bilmez bazı insanlar gelip ortalığı karıştırıyor. Biz de ‘Arkadaşlar bu konuyu kapatalım, ya sükunetle oturalım veya lütfen dağılalım’ diyoruz. Burada bizi rahatsız ediyorlar” demiş. Esnaf komşuları da Pişkin’in son zamanlarda tehditler aldığı bilgisini verdi. 3 yıldır yanında olduğunu söyleyen Mehmet Kaya, “Ramazan hoca kötü ise hiçbir insan iyi değil. Haram yemez, sadaka, zekat almazdı. Karşılıksız hiçbir şey kabul etmezdi. Din tüccarlığı asla yapmazdı. Sohbeti için yurt dışından bile geleni olurdu, ancak hiçbir zaman sohbetlerini maddiyata dökmedi. Tehdit ediliyordu ancak ‘Boynum gitse de yolumdan dönmem’ derdi” şeklinde konuştu. Ali Osman Öztürk ise şunları söyledi: “Bu çay ocağını 6 ay önce açtı. Burada yatıp, kalkardı. Kimseye bir zararı yoktu aksine kendini insanlığa faydalı olmaya adamıştı. Aşırı garibandı. Sohbetli, muhabbetliydi. Gelip onu dinleyen, alıp sohbete götürenler vardı.”