İzlanda’ya araştırma için giden kuş gözlemcisi Emin Yoğurtcuoğlu, dünyadaki en izole ev olarak adlandırılan Ellidaey Adası’nda yaklaşık 1 ay boyunca deniz papağanları, çatal kuyruklu fırtına kırlangıçları ve çeşitli deniz kuşlarını gözlemleme fırsatı buldu.
Türkiye’de ve dünyada nesli tükenmekte olan, az bilinen kuş türlerinin izini süren Yoğurtcuoğlu, İzlanda’daki çalışmalarının detayını AA muhabirine anlattı.
Özellikle sosyal medyada dikkati çeken Ellidaey Adası’nın ülkenin güneyinde yer alan Vestmann Adaları’nın en kuzey ucunda yer aldığını ve oraya gidebilmek için İzlandalı kuş gözlemcileri aracılığıyla resmi izin aldığını ifade eden Yoğurtcuoğlu, daha sonra burada özel çalışma yapan İngiliz ekibine dahil olduğunu söyledi.
Çalışma yaptığı yerin “dünyadaki en izole ev” olduğunu öğrendiğinde heyecanının daha da arttığını belirten Yoğurtcuoğlu, “Buraya gideceğimi takipçilerime duyurduğumda bana gelen tepkiler muazzam oldu. Sosyal medyada oldukça gündeme gelmiş ve bu şekilde adlandırılmış bir ev. Kuş gözlemlemeye giderken eve gidiş aşamalarını paylaştım. Evi kayıt altına alarak tanıtmaya başladım. Çok ilgi gördü.” diye konuştu.
Tek evin bulunduğu adanın yerli halk tarafından deniz papağanlarını yakalamak amacıyla inşa edildiğini anlatan Yoğurtcuoğlu, şöyle devam etti:
“Bu eski bir gelenek. Tarım yapılamadığı için bu insanlar deniz papağanlarını yiyorlarmış. Kulağa tuhaf gelebilir, belki bundan birkaç yüzyıl önce anlaşılabilir ama günümüzde yasaklanmasına rağmen ne yazık ki gizli gizli bu olayı devam ettirmelerini duymak beni oldukça rahatsız etti. Boş zamanlarında ise bilimsel çalışma yapan insanlara gözlem için bu evi verebiliyorlarmış. Ben de o vesileyle gittim.”
Çatal kuyruklu fırtına kırlangıcının peşinde 1 ay
Yoğurtcuoğlu, yaklaşık 1 ay konakladığı adada temiz su kaynağı olmadığı için taşıma suyuyla idare ettiklerini, gözlem yapmadığı zamanlarda internette vakit geçirdiğini dile getirdi.
Adaya giderken aradığı ve fotoğraflamayı istediği kuş türünün çatal kuyruklu fırtına kırlangıcı olduğunu aktaran Yoğurtcuoğlu, şunları kaydetti:
“Çatal kuyruklu fırtına kırlangıcı benim için önemli. Albatroslar gibi hayatının tamamını denizde geçiren canlılar ve yılın çok kısa bir döneminde sadece üremek için karaya çıkıyorlar. Güneş yılın bu döneminde Kuzey Yarımkürede batmadığı için bu hayvanı görebiliyorsunuz.
Orada bunun araştırmasını yapan bilim insanları var. Kuşların takip edilebilmesi ve araştırılması adına çok hassas bir şekilde yakalayarak, mikroçipler yerleştiriyorlar ve denizlerde nerelere gittiklerine bakıyorlar. Küresel ısınmanın da getirdiği yan etkilerden dolayı okyanus akıntılarının ve balıkların yer değiştirmesi de söz konusu. Böyle bir takip sistemi çalışmasıyla kuşların tercihlerine göre bunları da tespit edebiliyorlar.”
“Adaya giden ilk Türk olmak ayrı bir heyecan”
Adanın deniz papağanlarının, çatal kuyruklu fırtına kırlangıçlarının ve pek çok deniz kuşunun yaşama alanı olduğunu vurgulayan Yoğurtcuoğlu, “Benim için adaya giden ilk Türk olmak ayrı bir heyecan ve gurur yarattı. Bundan sonraki rotam Kuzey Amerika ve Yeni Zelanda olacak.” dedi.